Sürekli gelişen, değişen dünyada yapay zeka hayatımızın her alanında karşımıza çıkmaktadır. Öyle ki, akıllı ev sistemleri, uygulama ile kontrol edebildiğimiz süpürme aletleri, kasiyer olmayan market kasaları, insansız hava uçakları örnek hayatımızda kanıksadığımız teknolojik gelişmelerden sadece birkaçı…
Yapay zekanın günlük hayatımızı kolaylaştırdığı su götürmez bir gerçek iken bu ve benzeri teknolojilerin hukuken de tartışılması gerekmektedir.
Evlerimizde kullandığımız aletlerden ziyade yapay zekanın belirli alanlarında hali hazırda hukuki bir statünün belirlenemediğini belirtmekte yarar vardır. Yapay Zeka ve buna bağlı geliştirilen uygulamalar hukuk dünyasında öncelikle hızlı bir tarama yetisini, planlama, hatırlatıcı gibi birçok kişinin de işine yarayacak beraberinde getirdi.
Ancak son zamanlarda sıkça kullanılan ChatGPT gündelik hayatı kolaylaştırmanın da ötesine geçmekte ve doğruluğu garanti olmayan bilgiler sunan sanal bir sohbet modeli oluşturmaktadır.
ChatGPT, yapay zeka ile geliştirilen pek çok dili konuşabilen bir sanal robottur. Hukuk, matematik, tarih, coğrafta, sanat, tıp gibi alanlarda bilgi sahibi olan ChatGPT, kullanıcıların sorularına yanıt vermektedir.
Kullanıcıların bazılarının ChatGPT’ye belirli konularda metin yazdırması var olan metinleri geliştirmek amacı ile kullanması akıllara Fikri Sınai Hakların nasıl korunacağı düşüncesini getirmektedir. Fikri mülkiyet kapsamında ChatGPT’nin üretmiş olduğu ürünler, günümüzde fikri hukukuna göre eser anlamı taşıyamayacaktır. Yapay zeka eser şartlarından olan kişinin husuiyetini taşımadığından hak sahibi olamayacaktır. Zira ürünün telif hakkının kime ait olduğu da belirlenememektedir.
Fikri Mülkiyet Hukuku haricinde yapay zekanın, kişisel verilerin korunması konusunda da ciddi eksikleri olduğu su götürmez bir gerçektir. Zira ChatGPT, kullanıcının talep ettiği konular veyahut yönelttiği sorular hakkında bilgi toplayarak bunları bir içerik halinde kullanıcısına sunmaktadır. Bu içeriklerin etik veya ahlaki olup olmamasının bir önemi yapay zeka açısından bulunmamaktadır.
Nitekim, birçok ülke tarafından bu gelişmelerin doğurabileceği hukuki sorunlara yönelik yaptırımlar gündeme alınmaya başlandı. Günümüzde insanların hayatını kolaylaştırmak üzere ortaya çıkan bu teknolojik gelişmelerin, insanların temel haklarını ihlal edebilecekleri düşünülmektedir.
Av. Nazife Simge YAĞMUR